İki Yaşında Kreşe Başlamak

Bizim kuzu yakında iki yaşına giriyor ve artık evde bakılmanın ötesine geçmeye karar verdik. Haftaya pazartesiden itibaren tam gün olarak kreş öğrencisi olacak 👶

Peki bu aşamaya nasıl geldik, bakıcıdan neden vazgeçtik, kreşi nasıl seçtik, alışması için neler yaptık?

Öncelikle bakıcıdan biz vazgeçmedik, şartlar vazgeçirdi. Kendi çocuğunun okulunun bu yıl servisinin olmaması şanssızlığı sebebiyle ortaya çıkan ulaşım ve vakit problemi kızıma başkasının bakması gereğini doğurdu. Yoksa aralarındaki güçlü bağ sebebiyle onları ayırmaya gönlüm razı olmazdı. Tanımadığım başka bir insanla en baştan bir sistem oturtup, ona benim kurallarımı benimsetmek yerine profesyonellerle çalışmayı tercih ettim.

Kreş seçimiyse illa ki eş dost tavsiyesiyle oluyor. Her insanın öncelikleri farklı, internetteki tanımadığınız kişilerin görüşlerine göre seçim yapmak çok da mantıklı değil. İş arkadaşlarımdan yakın fikirde olduklarımla konuşarak tercihimi yapmayı daha uygun buldum. Ama burada en önemli kriter çocuğunuzun kaç aylık olduğu. Kızım 22 aylık olduğu için en yakın arkadaşımın gönderdiği yer bizi almadı. Bu sırada şunları öğrendim:

  • Milli Eğitim Bakanlığına bağlı anaokulları en az 36 aylık çocuk alabiliyorlar.
  • 36 aydan küçüklerin kayıtlanabildiği yerler Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı.
  • Bir çok yerse 24 ay altını kabul edecek ruhsata sahip değil.
Bunları neden yazdığıma gelince; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kurallara çok daha sıkı bağlı, kontrolleri daha fazla yapan bir kurum. Ayrıca anaokullarının sadece tabelasından çocuğunuzu oraya kayıt ettirip ettiremeyeceğinizi anlayabilirsiniz. 36 aydan küçükse kırmızı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 36 aydan büyükse pembe Milli Eğitim Bakanlığı tabelası bulunuyor. 24 ay sınırını ise ancak sorarak öğrenebilirsiniz. Bunlarla beraber sahip oldukları ay sınırının altında çocuk alan yerler de var, bunlara karşı dikkatli olun.

Benim için uygun mesafede, 24 ay altını alan sadece bir yer olduğu için kreşe ya gidecekti ya da gitmeyecekti. Ne yazık ki pek seçeneğim olmadı. Ama gidip görüştüğümde kreşi sevdim, içime sindi.

Kontenjan ve ücret konusunda anlaştıktan sonra geldik kuzuyu alıştırma sürecine. Kreşimiz güvenli bağlanma konusunda oldukça hassas. Bu yüzden oldukça yavaş geçişli bir oryantasyon programı uyguluyorlar.
İlk gün tüm bebelerin uyku vaktinde, in cin top atarken gittik ve yarım saat gibi bir süre kreşin parkında öğretmeni ve kreşin psikoloğu eşliğinde oyun oynadık. Bizimki elimi bırakmayı pek tercih etmeyince ertesi gün de aynısını uygulamayı uygun gördüler.
İkinci gün öğretmeninin elini tutması ve onunla gitmesi için tatlı tatlı ikna etmeye çalıştılar. Aslında çok da zor bir şey değildi bence. "Sana kalemler vereyim mi, resim yaparız beraber" demesiyle beni unutması bir oldu. O sırada ben başka odada psikologla muhabbet ettim, huyunu suyunu sordu, anlattım.
Üçüncü gün kreşin en civcivli vaktinde gittik, bizimle beraber oryantasyonu olan başka bir çocuk daha vardı. O epey ağlarken bizimki bodoslama daldı içeri. Kaydıraktan popo üstü düşmese günü hiç mızırdanmadan atlatacaktı ama şimdiye kadar hep ben karşılayıp düşmesini önlediğim için şok yaşadı ve ağlayarak bana yapıştı. Psikoloğun oyunlarla kandırıp öğretmeninin yanına götürmesiyle beraber yine unuttu beni. Yaklaşık yarım gününü sınıfıyla geçirdikten sonra uykusu gelmiş ve karnı tok olarak aldık. Kaydırak olayı sebebiyle yine tam güne geçemedik ve bir gün daha yarım gün kalmamıza karar verildi.
Dördüncü gün sabah evde kahvaltısını edip gitti kreşe. Kapıdaki vedalaşma diyaloğumuz baya tatlı geçti:
-Hadi kızım ben gidiyorum.
-Ben de gelcem senle (koşar adım elime yapışarak)
-Ama ben parka gitmiyorum ki. Sıkıcı yere gidiyorum, bence sen parkta kal.
-(Aynen dönüp pıtı pıtı öğretmene yürüdü)

Kreştekiler ilk gün bana aşırı yapışık olması sebebiyle, bu kadar kolay olacağına ihtimal vermemişler. Çok şaşkın olduklarını söylediler. Oysa ben biliyordum sorun olmayacağını. Çünkü bizimkinin nazı bana, ben yoksam hiç bir derdi de yok.

Almaya gittiğimde karnı tok uykuya hazır haldeydi. Gün içinde çok güzel oyunlar oynamış, hamur falan yoğurmuşlar. "Elim hamur oldu" diye diye döndük kreşten. Böylece pazartesi tam gün kalmaya hak kazandık 😁

Şimdi hafta sonumuzu verdikleri ihtiyaç listesini hazırlamakla geçireceğiz.

Okullu oldu be artık minik kuzu! 😍 Gerçi kendisi oraya park demeyi tercih ediyor 😂






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamp Tatilinde Yiyecek Saklama

İzmir Çevresindeki Kamp Alanları (2019)