Havaalanında Kırılan Bebek Arabası ve Önlemi

Eminim bu yazıya gelene kadar "bebekle uçak seyahati" aramasıyla bir çok yazı okumuşsunuzdur. Evet, çoğunluğu sorunsuz veya bebeğin basınç değişimi veya sıkılması sebebiyle huzursuz olması gibi sorunlarla geçiyor.
Bense bu yazımda çoğunluğun çok da problem olmuyor dediği bebek arabası konusuna değineceğim.


Kızım doğduğundan beri toplam beş kez uçak seyahati yaptık, ikisinde eşim yanımda değildi. Öncelikle onlardan bahsetmek istiyorum. Eğer bebeğiniz kanguruda sizi yormayacak kadar küçükse kesinlikle kanguru veya sling kullanın. Bebek arabasını boş verin. (gittiğiniz yerde lazımsa, üzgünüm) Sizi yoracak kadar büyümüş ve henüz yürümüyorsa yandınız, yanınızda bir kişi daha olmadan hiçbir yere gitmeyin. Denedim ondan biliyorum. 
Kızım sekiz aylıkken İzmir-Ankara uçuşu tam bir eziyetti. Ankara'da kardeşim karşılamaya geldiğinde yorgunluktan ağlamak üzereydim. En sıkıcı kısımlar X-ray cihazlı yerler. Bebek arabasını bile X-ray'e sokmamı istediler. Normalde insan bir çanta bir valizi koyarken of pof diyor, ben valiz, bebek çantası, bebek arabasının şasesi, anakucağı gibi her biri birbirinden kocaman şeyleri koyup, bebeğimi kucağımda tutup, ama onu manyetik tarayıcının içinden geçirmeyip, sonra da heeeepsini toparlamam gerekti. Üstelik seyahatim 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra olduğu için güvenlik ve aramalar hat safhadaydı. Çareniz yok bebeğinizi güvenlik görevlisine vermek zorundasınız. Bu durumu iki kez yaşadıktan sonra, ki ikincisi daha zordu çünkü X-ray cihazı daha ufaktı ve bebek arabasının tekerlerini de sökmem gerekti, uçağa nefes nefese bindim. Yazarken bile bi huh dedim... O kadar yorulmamın sebeplerinden biri ne yazık ki kocaman bir bebek arabasına sahip olmamdı (Britax Römer Affinity) Ankara'da oto koltuğuna da ihtiyacım olacağı için seyahat sistemini taşımak mecburiyetinde kaldım. Ve bu süreçte kızıma duyurmadan epey küfür ettim kendime. İşin tek güzel tarafı, güvenlik ve uçaktaki host ve hostesler yardımcı olmaktan hiç çekinmiyor, siz hazır olana kadar bebeğinizi hopbidi hopbidi oynatıyor. Bebek arabamı da hem gidiş hem dönüşte tek parça olarak alabildiğim için kendimi şanslı sayıyorum.

Bundan bir kaç ay sonra İzmir-Adana seyahatimizi eşimle beraber tam tamamlıyorduk ki bebek arabamızın sapı kırık olarak bize teslim edildi. Hemen hava alanında tutanak falan tutuldu, bize ödeme yapılması gereken evrakların listesi verildi. Başta moralim bozuldu ama bir mühendis olarak hangi parçanın değişeceğini görerek kendimi çok sıkmadım. Aldığımız yere götürdük, servis hizmeti de veren ithalatçı firmaya gönderdiler. Ama sağ olsun kargocular tutma kolumuzun kırığını yetersiz bulmuş olacak ki diğer yanını da kırarak servise göndermişler. Beni aradıklarında asla tamiri mümkün değil dediler, dedim olur mu öyle şey, kol kısmını değiştiriverin işte.. Dediler olmaz, değişmeyen yerden kırılmış... Tabi kolun komple parçalandığından haberim yok benim.. Neyse dedim siz tamir edilemez raporunu yazın, ürünle beraber gönderin. Arabayı almaya gittiğimde karşılaştığım manzarada cidden delirdim. İlk aklıma gelen tamir etmemek için komple kırmışlar oldu ama sonra günümüz kargocuların ne kadar çılgın olabileceğini hatırladım. İşin aslı hasar hala tutma kolundaydı ve bence değiştirilebilirdi ama Britax-Römer'in yedek parçaları içinde tutma kolu bulunmuyor. Onu şase ile bir tutuyor ve kırılmışsa tamir etmiyor. Eğer bulursam hala tamir etmenin peşindeyim çünkü gerçekten çok seviyorum arabamızı.




Peki paramızı aldık mı? Evet ama eskime payı diyerek %80'ini ödediler. Ben de her bebesi büyüyen aile gibi baston puset alayım dedim, dedim de hala sevemedim ben bunları. Üstelik kazulet gibi arabamızı kırmayı başaran havaalanı çalışanları bunu paramparça yaparlar, çok narin... Üstelik 100 liralıkla 1000 liralık arasında öyle aham şaham bir fark da göremedim. Sonuç olarak asıl istediğimin ne olduğuna karar vermem çok da zor olmadı: Pockit.



Bu ürün uzak doğu ülkelerinden birinin icadı, Türkiye'de Soo Baby markası Çin'den ithal ederek satıyor. Gittigidiyor'da bir mağazadan 500lira'ya aldım. Geçenlerde kamp tarzı bir haftasonu kaçamağımızda sürücü koltuğunun arkasına, bebek çantasıyla beraber yerleştirdik. Ve arnavut kaldırımlı bir pazar gezisi yaptık. Gayet beklentilerimi karşıladı. Mükemmel mi? Değil. Tekerlekleri küçük, ayak desteği yok ve sırtı yatmıyor. Az önce video linkini eklerken gördüm ki 2017 modelinin sırtını biraz da olsa yatabilir yapmışlar. Kısmet işte.. Yetişemedik yeri ürüne... Sonuç olarak bir daha bebek arabamı kimselere emanet etmek zorunda kalmayacağımdan kendisini aldığım için mutluyum.

GÜNCELLEME: Kullandığım bebek arabalarının karşılaştırmalı yazısı için buraya buyrunuz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kamp Tatilinde Yiyecek Saklama

İzmir Çevresindeki Kamp Alanları (2019)